2. Dünya Savaşının son iki yılına girerken, artık Almanların saldırabilecek gücü kalmamış, savunmaya çekilmiş, mevcut toprakları korumaya çalışıyordu. 1944 yılı başında Wehrmacht, Sovyet topraklarının hala önemli bir kısmını tutuyordu ama üstünlüğü çoktan kaybetmişti. Cephe boyunca yorgun, teçhizatı yıpranmış ve savaşmaktan bıkmış 3 milyon askere karşı; Sovyetlerin, üçte biri cepheye yeni gelmiş 6 milyon askeri ve yenilenmiş ekipmanları vardı. Şimdi bu dönemin detaylarına bakalım.
Doğu Cephesi - 1944
Sovyetlerin en güçlü olduğu yer Güney cephesiydi. Bu cephede, 1944 yazına kadar iki kanattan ilerleyerek, önemli kazançlar elde ettiler. En güneyde Kırım yarımadası düşerken, cephenin kuzey kısmında Karpatlara kadar geldiler. Sonbahara geldiğimizde Sovyet ilerleyişinin durdurulamayacağını anlayan Romenler taraf değiştirip Almanlara savaş açtılar. Çift hattan gelen saldırı, 200 bine yakın Alman birliğini imha etti. Ardından gelen Bulgaristan'ın taraf değiştirmesiyle beraber, Almanların Balkanlardaki üstünlüğü tamamen kalktı. Önce Yunanistan, sonra da Yugoslavya düştü ve Güney cephesinin son direniş hattı Budapeşte oldu.
Aynı dönemde merkez cephenin saldırılarına dayanamayan Alman orduları geri çekilmeye başlayıp Minsk'i vermek zorunda kaldı. Hatta bununla da kalmayıp, Polonya içlerine çekilmeye başladılar. Polonya sınırına dayanan Sovyetlerden gelen moralle, Varşova'da büyük bir isyan başladı. Almanların geri hattaki SS birlikleri hemen müdahale edip isyanı bastırdılar ve geri çekilen Alman birliklerinin arkasını garantiye adlılar. 1944 kışında, Almanlar Merkez cephedeki son direnişi Varşova'ya kurmuştu.
Kuzeyde ise çekilme önce Talin, sonra Riga'nın düşüşüyle devam etti. Alman Kuzey ordularının önemli bir kısmı büyük bir çembere alındı. Savaşın sonuna kadar bu kuşatma devam etti, ve 1945‘te Berlin'in düşmesiyle buradaki 400 bin asker teslim oldu.
1944 baharında Normandiya çıkartmasıyla beraber Avrupa'ya ayak basan müttefikler, Alman ordularının diğer bir önemli problemi olmuştu. Bu çıkartmayı püskürtmek için yaklaşık 1 milyon kişilik bir ordu görevlendirilmişti. Amaçları kısa sürede bu cepheyi kapatıp, ayrılan birlikleri hemen doğuya sevk edip, Sovyet ilerleyişini durdurmaktı. Fakat, bu pek mümkün olmadı ve Müttefik ilerleyişi aynı yılın sonbaharında önce Paris'i düşürdü, sonra da bütün Fransa'yı geri aldı.
Doğu Cephesi - 1945
1945 yılına girilirken Almanlar kazanımlarının neredeyse hepsini kaybetmiş, savunma hattında tutunmaya çalışıyorlardı. Batıda Müttefikler Fransız topraklarını geri almış, Almanya sınırına gelmişti. Güneyde son direniş Budapeşte'ye kurulmuş, doğunun merkezinde ise Varşova vardı.
Güneyden gelen saldırılar, Budapeşte'nin yaklaşık 2 aylık direnişiyle biraz olsun yavaşladı. (*) Fakat, Mart ayına geldiğimizde, Almanların Güney cephesi tamamen çökmüştü. Önce Viyana alındı, sonra Almanya'ya girildi.
Merkez grubunun hareketi artık en kritik olandı, çünkü Berlin'in yolunu tutuyordu. Artık iyice zayıflamış Alman orduları daha fazla tutunamadılar ve Sovyet birlikleri iki ay içinde Polonya'yı alıp, Doğu Almanya'ya girdiler. Şubat ayına gelindiğinde Berlin'e 60 km kadar yolları kalmıştı. Bu noktada bir karar vermeleri gerekiyordu. Ya direkt bir saldırıyla Berlin'i almaya çalışacaklar, yada önce merkez birliklerinin kuzey ve güneyini sağlama alacaklardı. İkincisine karar verip, önce Kuzey bölgesinde kalan Alman ordularına saldırdılar. Yoğun saldırılarıyla Kuzey ordularından 200 bin askeri imha edip, buraya ayırdıkları birliklerini tekrar batıya yönlendirdiler.
Almanya'da faal durumda hala 1 milyon asker vardı, fakat Doğu cephesi çok geniş bir hattan ilerlediği için etkili bir savunma yapamıyordu. Sovyet orduları Almanların savunma hatlarını yarıp Berlin'i çembere aldılar ve son önemli savaş başladı.
Sovyetlerin Berlin'e yapacağı ana saldırıya karşı, Wehrmacht'ın elinde pek bir şey kalmamıştı. Farkı kapatabilmek için Hitler Gençliği ve Volkssturm denilen yaşlılardan oluşan birlikler savunmayı organize edecekti. Fakat ne savaş teknikleri bilen, ne de buna uygun ekipmanı olan bu sözde ordu, 15 gün içinde çözüldü. Kuşatma 16 Nisan'da başlayıp, 29 Nisan'da Reichstag'a ulaşmıştı. 30 Nisan'da Hitler, durumu kabul edip son isteğini ve mirasını yazdı. (**) Sonra intihar ederek, Nasyonal Sosyalizm fikrinin sonunu getirdi. Alman birlikleri teslim olmak isterken, Göbbels bu duruma karşı çıkıyordu. Fakat bunu destekleyecek bir kaynak yoktu, şehir merkezindeki savunmada sadece 10 bin asker kalmıştı. O da daha fazla direnemeyeceklerini anlayıp 1 Mayıs'ta ailesiyle beraber intihar etti. (***)
Artık, düzeni savunacak hiç kimse kalmadığı için 2 Mayıs'ta Alman birlikleri teslim oldular. Böylece Dünya tarihine geçen en korkunç savaşın sonuna gelindi. (4*) Berlin kuşatmasında Sovyet kaybı 400 bin civarına ulaşırken, Almanlarınki 100 bin civarındaydı. Fakat, acılar bitmedi, çünkü Sovyetlerin intikam planı, Almanların çok daha fazla çekeceğine işaret ediyordu. (5*)
Böylelikle, Dünya tarihine bir çok en'le geçen savaşın sonuna geldik.
Peki, Almanlar bu savaşı kazanabilir miydi? Yaptıkları hatalar yüzünden mi kaybettiler? Bir sonraki yazıda, Almanların bu savaşı neden kazanamayacakları üzerine görüşlerimi paylaşacağım.
Sevgiler
(*) => Bu yazı dizisinde yer alan diğer savaş ve kuşatmalar kadar önemli olmasa da Budapeşte savaşının da ayrı bir yeri vardır. Almanların diğer müttefikleri Romanya ve Bulgaristan, Sovyetler sınırlarına geldiği zaman hemen teslim olurken, Macarlar sonuna kadar, hem de kendi kuvvetleriyle direnmişler. Tabi Nazilerin, ülke yönetimlerine birkaç müdahalesi sonucunda... Politik anlamda ne olursa olsun, askeri kanat teslim olmamıştı. Ayrıntılarını Siege of Budapest dosyasında okuyabilirsiniz.
(**) => Hitler, Reich Başkanlığını Karl Dönitz'e bırakırken, Başbakan koltuğuna ünlü Propoganda Bakanı Joseph Göbbels'i uygun görüyor. Diğer bir önemli nokta ise, Ekonominin başında Walter Funk'u tutmaya devam ediyor. Göbbels ve Funk'a yazı dizisinin sonraki bölümlerinde geri döneceğiz.
(***) => Göbbels'lerin kendilerini öldürmeleri bir ihtimal de olsa normal karşılanabilir. Bağlı oldukları düşünceye son noktaya kadar gösterdikleri sadakatla ilgilidir. Fakat, çocuklarını öldürmelerinin kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Göbbels ailesinin çocuklarının korkunç hikayesini buradan okuyabilirsiniz.
(4*) => Savaşın bu son dönemini Çöküş adlı filmde izleyebilirsiniz.
(5*) => Sovyetlerin Almanya işgali sonrasında 2 milyona yakın kadına (neredeyse 8 yaşındaki çocuklara kadar düşüp) tecavüz edildi. Detayları bu dosyada okuyabilirsiniz.
コメント