top of page

Alman Savaş Makinesi -3 (Barbarossa Harekatı 1941)

Yazı dizimizin önceki bölümlerinde Wehrmacht'ın komutan ve makinelerini incelemiştik. Bu yazıyla beraber 2. Dünya Savaşındaki en büyük (ve en korkunç) harekatın detaylarına bakacağız.

Barbarossa Harekatı, Almanların 2. Dünya Savaşında Sovyetlere karşı düzenlediği operasyonun genel ismidir. Bu operasyonun hedefi “Ziel-AA” diye geçer. Hedef, Kuzey Buz Denizi'ne bakan Archangelsk ile Hazar Denizi kıyısındaki Astrachan kentlerinin arasına çizilen bir eğrinin batısında kalan bütün Sovyet topraklarını ele geçirmektir. Basit haliyle, Leningrad - Moskova - Stalingrad - Hazar Denizi hattına bir çizgi çekip, Belarus, Baltık, Ukrayna ve Kafkasların tamamını alan, neredeyse Avrupa'nın yarısı büyüklüğünde bir alan diyebiliriz. Bu alanı ele geçirmek, Sovyetleri tamamen yenilgiye uğratmak anlamına gelmiyor. Fakat ana sanayisinin güçlü, tahıl ambarlarının bol olduğu ve iyi eğitimli kesimin yaşadığı bölge ele geçirileceği için, Sovyetlerin karşı atağa kalkamayacak kadar güçsüz düşmesi ve elinde kalan topraklardan benzer bir güç toplayamayacağı için ateşkes isteyeceği öngörülmüştü. 

Planın arkasında ekonomik, sosyal ve psikolojik sebepler yer alıyordu. Bunları ayrı bir yazıda ele alacağız. Biz bu yazıda olayın fiziksel kısmına odaklanacağız. Bunun için bazı sayı ve hacimleri vermemiz gerekiyor. Alman birlikleri bu operasyon için, 2900 km'lik bir cephe hattında 3.8 milyon askeri yaklaşık 3500 tank, 3500 uçak, 30,000 top, 600,000 araç ve 600,000 atla konuşlandırdılar. Toplam 150 tümenden oluşan bu ordular grubu, Dünya tarihindeki gelmiş geçmiş en büyük saldırı grubuydu. Almanların istihbaratı, Sovyetlerin kullanımda 240 tümeni olduğunu, bunun yanında en fazla 60 tümenin daha yedekte beklediği yönündeydi. Ayrıca, mevcut tümenlerin zırhlı birlikleri orantısal olarak azdı ve savaş stratejileri Blitzkrieg ve Luftwaffe'nin üstünlüğüyle başa çıkamazdı. Haliyle, önlerindeki 6 ay içinde 240 tümenin imha edilebileceklerini düşündüler. Ve hakikaten ettiler de. İlk altı ay içindeki ilerleyişleri neredeyse 3 milyon Sovyet askerinin imha edildiği (ölü, yaralı yada esir) bir dönem oldu. 

Fakat beklemedikleri bir şey oldu; Sovyetler karşılarına 200 tümen daha çıkardı. Bu esnada Almanlar mevcut kuvvetlerinin 3'te 1'ini çoktan harcamış ve cepheyi çok genişlettikleri için lojistik destek ciddi oranda düşmüştü. Yinede Sovyetlere göre üstün saldırı teknikleriyle ilerleyişlerine devam ettiler, fakat kayıpları da arttı. Sonuç olarak, denge bir yerde bozuldu ve kayıplarını yerine koyamazken, Sovyetler güçlerini katlayıp karşı atağa kalktı. Operasyon, Nazi İmparatorluğunun çöküşüyle sona erdi. (*)

Batı toplumunun etkisiyle, 2. Dünya Savaşı'nda hep Normandiya Çıkartması ön plandadır. Doğu cephesinde olan biten bunun gölgesinde kalır. Fakat, gerçekte bunun kat ve kat tersi bir durum vardır. Sadece kayıplara bakarsak, batı cephesinde Müttefiklerin kaybı 1.5 milyon, Eksen Devletlerinin (Almanya ve diğerleri) kayıpları 0.8 milyondur. Bu 2.3 milyonluk kayba karşı, doğu cephesinde 10.7 milyon Sovyet kaybıyla, 5.2 milyon Eksen kaybı vardır. Bir de bunun yanına sivil kayıplar da eklenince doğu cephesinin toplamı 20 milyonun üstüne çıkacaktır. (**)

Wehrmact'ın saldırı planında üç ana ordu grubu vardı; Kuzey Ordu Grubu Leningrad üzerinden Kuzey Buz Denizine, Merkez Ordu Grubu Moskova ve ötesine, Güney Ordu Grubu ise Stalingrad üzerinden Kafkaslara ilerleyecekti. Bu ana grupların ilerleyiş, duruş ve çöküşünü parça parça inceleyebiliriz. Bütün bir savaşı yazmaktansa, dönüm noktası olarak anılan çarpışmaları ele alacağız. Savaşın tamamını görsel olarak izlemek isterseniz, size aşağıdaki videoları tavsiye ediyorum. 

Ana saldırının başlamasıyla beraber Kuzey Ordu Grubu kış gelmeden Leningrad önlerine ulaştı, fakat şehri alamadı. Bu esnada merkez ordularının Moskova'ya yürüme planı kesinleştiği için, birliklerinin önemli bir kısmı buraya destek için kaydırıldı. Fin birlikleriyle yapılan anlaşmayla, Leningrad iki taraftan kuşatılıp açlığa mahkum edildi. Şehrin bir noktada iflas edip teslim olacağı düşünülüyordu. Kuşatma, Eylül 1941'de başlayıp Ocak 1944'de sona ermişti.

Başlangıçta, Leningrad'a yiyecek temin yolu neredeyse tamamen kapandı. Bu yüzden, kişi başına düşen tüketim 125 gr ekmeğe kadar düştü. Açlık ve yamyamlık bütün sosyal düzeni bozdu, korkunç bir insanlık trajedisi yaşandı. 1942 yılı sonunda dar bir aralık açılıp Sovyetlerin tedarik hattı tekrar kuruldu, az da olsa ikmal yapılmaya başlandı. (***)

1944 yılı başında Merkez ve Güney Ordu'larının geriye püskürtülmesiyle, kuzeye sevkedilen Sovyet orduları Leningrad kuşatmasını kaldırıp Almanları püskürttü. 29 ay süren bu kuşatmada Leningrad'da yaklaşık 1.5 milyon asker ve sivil öldü. (4*)

1941 yılında operasyonun ana hedefi birkaç kez değişti. Bu hedef önce Moskova'yken, daha sonra güneye kaydı ve Kiev oldu. Bu değişiklik merkezi birlikleri yavaşlatmıştı. Fakat Ağustos-Eylül aralığında Kiev alınıp çevresinde 600 bin Sovyet askeri imha edilince, düşmanın tamamen güçten düştüğü düşünülerek, orduların ana hedefi tekrar Moskova oldu. Önce Minsk, sonra Smolensk'in alınmasının getirdiği güvenle, Moskova'nın işgali için hazırlanan Tayfun Harekatı devreye alındı. Bu operasyona 2 milyon asker ve binlerce zırhlı birlik katıldı. Sovyetlerin savunma hattında ise yaklaşık 1.3 milyon asker vardı. Ekim 1941 başında başlayan harekatı önce çamur durdurdu. Mevsim itibariyle ilk kar yağmış, fakat eriyip toprağı çamur deryasına çevirmişti. Tanklar, kamyonları çekip teçhizatı ilerletmeye çalışıyordu. Bu çamur denizinde ilerleyiş çok zor olduğu için toprağın donması beklendi. Kasım ortası gibi donan toprakla ilerleyiş tekrar hızlandı, fakat Aralık başında bu sefer dondurucu soğuklar başladı. 

Barbarossa harekat planında, savaşın kış gelmeden biteceği öngörülmüştü. Hatta savaşın getireceği ekonomik dar boğazı bir nebze aşabilmek için, kışlık kıyafet ve ekipman planı yapılmamış, bütçeden çıkartılmıştı. İşte Almanlar bunu çok pahalıya ödediler. O kış hava sıcaklığı -30'a kadar indi. Araçlar ve silahların mekanizmaları donuyor, çalışır hale getirmek uzun uğraş gerektiriyordu. Sovyetler bu duruma daha hazırlıklıydı. Özellikle kış için eğitilmiş ve donatılmış birlikleri karşı taarruzlar düzenleyip, Almanları Moskova'nın 200 km batısına püskürttü. Şubat 1942'de, Wehrmact'ın ilerleyişi durdurulmuş, ama bedeli çok ağır olmuştu. Sovyetler, Moskova savaşı esnasında 600 bin civarı kayıp verdiler. Daha sonra karşı atakları başladı, fakat Almanlar savunma hatlarını kurup direniş gösterdiler. Bu hattın geriye çekilip, Moskova'nın işgal tehlikesinden kurtulması 1943 yazını bulacaktı.

1941 yılındaki ilerleyişin Moskova'da durdurulması, Almanların "kısa sürede işgal" planının suya düşmesini sağladı. Orduların ilk yılda 3'te 1 oranında güç kaybetmesi ve petrol sıkıntısının başlaması operasyonu sıkıntıya sokmuştu. Artık, Moskova'yı düşürebilmek için önce ekonomik kaynaklarının kesilmesi gerektiği düşünülüyordu. Bunların hepsi bir araya gelince önceliği güneye kaydırdılar. 1942 yılında ilerleyişin amacı: Volga kıyısındaki (Moskova'nın ana tedarik hattı) Stalingrad'ın alınması ve Kafkaslardan güneye inip, Azeri petrollerine ulaşmaktı. 

Devamında, Irak’taki faşist ve Nazi destekçisi iktidarla bir araya gelinerek, petrol ihtiyacı misliyle karşılanabilecek, odak tekrar Moskova ve diğer endüstri merkezleri olacaktı. Bir sonraki yazıda 1942 yılı ve devamına odaklanacağız.

Sevgiler

(*) => Bu savaşın ilerleyişi ve detaylarını Paul Carell'in Barbarossa Harekatı adlı kitaplarında okuyabilirsiniz.

(**) => Savaş boyunca sivil taraftaki kayıpların en önemli sebebi, SS'lere bağlı çalışan, Einsatzgruppen'dır. Amaçları, Alman ordusu ilerlerken geride kalan bölgedeki esirlerin sevki, partizan hareketine engel olma ve sivillerin etkisizleştirilmesi üzerine kuruludur. Korkunç katliamlar yapmış ve tahminen 2 milyona yakın insanı öldürmüşlerdir. 

(***) => Leningrad'a yiyecek ve diğer yaşamsal önemli malzeme transferi Yaşam Yolu olarak bilinen hattan, Ladoga gölü üzerinden yapılır. Göldeki donmuş kısmın kısıtlı olması ve sevk edilmesi gereken malzeme miktarının kapasite üstüne çıkması, bir optimizasyon çalışmasına gidilmesini gerektirir. İşte, Leonid Kantorovich bu noktada devreye girer. Sovyet matematikçi ve ekonomist, Lineer Programming dediğimiz optimizasyon tekniğini geliştirip, bunu Yaşam Yolu üstündeki sevkiyatların organizasyonu için kullanır. Hatta, sevkiyatlara bizzat kendisi katılarak, modelinin düzgün işlemesini sağlar. Çalışmaları sayesinde 1975 yılında Nobel ödülü alır.

(4*) => Leningrad kuşatmasını, şehirde yaşayanların gözünden anlatan Leningrad adlı filmi izleyebilirsiniz.


bottom of page